Eski Kulağı Kesik/ Sait Almış
Cemil’in yıllarca. Yoruldu, tükendi, sonunda pes etti, her şeyi olduğu gibi bıraktı kaçtı.
Sabahları kahvelere, akşamları meyhanelere takılıyordu. Nereye gitse kendi gibi hayat yorgunlarına, kaçkınlara rast geliyordu. Aynı mekânları tercih ettiklerinden olsa gerek, sanki mıknatıs gibi çekiyorlardı birbirlerini. Herkes kaçış hikâyesini anlatıyordu içki masalarında. Hem de defalarca. Geçmişini hatırlatan her şeyden kaçıyordu Cemil. Bu yüzden onun hikâyesini kimse bilmiyordu. Ama herkes kendince bir hikâye uyduruyordu onun için.
***