Güncel

Türkiye'de Ahlaki Yozlaşma ve Sosyal Çöküntü Nasıl Başladı?

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi

 
Öncelikle toplulukları belirli kural, düzen ve ahlaki ölçülerde yaşamasını sağlayıp, ulus olma niteliğine kavuşturan dört temel yapıyı hatırlayarak başlayalım. Bunlar Maddi Hukuk, Ahlak, Din ve Görgü kurallarıdır. Bir ülke ve toplumda ahlaki çöküntü başlamışa, o toplum ya dağılıp yok olur ya da bölgenin ilkesiz ve en ufak değeri olmayan sürüleri gözüyle bakılır.
 

CHP ve DEM PARTİ'NİN SON ŞANSI

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi

 Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, hemen hemen tüm maddeleri birbirini boşa çıkaran, çelişen ve kavram karmaşasına sahip olması, her şeyi olduğundan daha zora sokandır. Gerçek Adalet ilkesine göre toplumu yönetmek isteyen siyasi düşünceler, başta anayasa olmak üzere çoğu yasa ve kanunları kaldırıp, çağın gerçekliğine ve gerçekçi sosyal demokrasi kültürüne uygun yasalar yapmakla mümkündür. Yeni Anayasa yapılmadan, istisna yönetici bireylerin dışında başarılı yönetim performansı göstermek, oldukça zor bir iştir.

BARIŞ (MI DEDİNİZ?!)[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi
savaş ve barış arasında değil,
haysiyetli veya haksız
bir yaşam arasında.”[1]
 

 

Herkes kendinde eksik olanı arar; tıpkı ezilenlerin eşitlik, kardeşlik ve barışı aradığı gibi…

Bu elbette sınıflı-sömürücü zorbalık koşullarında “Et pium desiderium” ya da Türkçesi ile “Gerçekleşmesi olası olmayan gelecek veya geçmiş bir şeye duyulan derin hasret” hâlidir.

Ki bu da ezen/ ezilen ilişkileri sürdükçe eşitlik, kardeşlik ve barışın imkânsızlığına işaret eder.

1 Mayıs 2024: “Sum In Vado/ Ben Yolda Varım”![*]

Sibel Özbudun Temel Demirer kullanıcısının resmi

Bu yeterli değil mi?”[1]
 
Eduardo Galeano’nun, “Politikacılar, konuşur ama hiçbir şey söylemezler. Seçmenler, oy kullanır ama seçemezler,” diye betimleyip; Lucy Parsons’un da, “Zenginlerin servetlerini oylamanıza izin vereceğine asla inanmayın,” vurgusuyla tarif ettiği, burjuvazinin seçim(sizlik) kargaşasının ardından,[2] gerçek gündemimiz olan 1 Mayıs 2024’ün arifesindeyiz.

Soru(N)larıyla Yapay Zekâ ve İnsan(lık)[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

yapabileceği işi yapar.
Sıra dışı bir insanın yapabileceği işi
ise hiçbir makine yapamaz.”[1]
 
Bilmem aynı fikirde misiniz? Sürdürülemez kapitalist güzergâhta yerküre acayip bir yere gidiyor.
III. Büyük Bunalım’ın getirdiği çöküşü, faşizmin yükselişi, yaygınlaş(tırıl)an paylaşım savaş(lar)ı, ekolojik yıkım vd’leriyle müsemma “Uygarlık Krizi”nin kaotik tablosunda gündem(imiz)e eklenen yapay zekâ (YZ) soru(n)larıyla yüz yüzeyiz.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Güncel beslemesine abone olun.