Alevîliği Düşünüp, Değerlendirmek[*]
yeniden keşfetmektir.”[1]
“Eline, beline, diline sahip ol.”
“Hararet nârdadır, sacda değîldîr/ Kerâmet baştadır, tâcda değîldîr/ Her ne ararsan kendînde ara/ Kudüs’te, Mekke’de, Hâc’da değildir.”
yeniden keşfetmektir.”[1]
“Eline, beline, diline sahip ol.”
“Hararet nârdadır, sacda değîldîr/ Kerâmet baştadır, tâcda değîldîr/ Her ne ararsan kendînde ara/ Kudüs’te, Mekke’de, Hâc’da değildir.”
Belki yöntemlerini değiştirebilir,
ama oburluğunu asla!”[2]
Bir zamanlar Meluha diyarıydı oralar. Tanrıça kültürünün bir parçasıydı. Nana Venüs’ün ta kendisiydi. Sonra sakallı, kalaşnikoflu erkekler, din adına gelip tanrıçalar ülkesine tecavüz ettiler.
Evet; gündemden düş(ürül)en, bugününün mimarı emperyalizm olan Afganistan’ı konuşmak istiyoruz.
Salgın “Bitti”, “Nihayete erdi” mi? “Hayır”!
Cemal Süreya’nın, “Şelaleye/ Düşmüştür/ Zeytinin dalı;/ Celaliyim/ Celalisin/ Celali,” şiirindeki geleneğin takipçisi/ taşıyıcısıydı…
José Martí’nin, “Pencereden dışarıya baktığınızda/ güneşi engellemiyorsa gökyüzü sizden,/ Onursuzluğun sancısı/ ağır bir tokat gibi inmiyorsa suratınıza,/ Birileri yaşadığınız günlerin/ bedelini ödediği içindir,” vurgulu tarihi yaratanlardandı…