Adil Okay'la Ekolojik Talan hakkında söyleşi...

Adil Okay kullanıcısının resmi
Şair Yazar Adil Okay’la “Tabiatın Çığlığı” isimli karma fotoğraf sergisini konuştuk. Güler Cengiz / Evrensel Gazetesi 02/ 09/ 2019

 
16 fotoğraf sanatçısı Caretta Caretta Sanat Galerisi’nde “Tabiatın Çığlığı” isimli bir karma fotoğraf sergisi açtı. Caretta Caretta Sanat Komisyonu olarak sergi projesini hazırlayan sanatçılardan Şair Yazar Adil Okay’la sergi üzerine konuştuk.
 
Sergiye neden “Tabiatın Çığlığı” adını verdiğini ve bu fikrin nasıl ortaya çıktığını sorduğumuzda Adil Okay şu yanıtı verdi: “Son yıllarda ülkemizde kavgadan, savaştan, iktidarın inanılmaz baskılarından dolayı sadece siyasi baskı ve insan haklarına yönelik yazılar yazmaya, oyunlar oynamaya ve sergiler açmaya başlamıştık. Fakat bu arada gözden kaçırdığımız bir nokta vardı. O da şu: Tabiat ağlıyordu. Tabiatın çığlığını duymuyorduk. Oysa duyarlı, toplumsal mücadele içinde yer alan insanlar hem tabiatın çığlığını duymalı hem kimlik sorununu hem de emek ve sınıf sorununu birlikte görmelidir. Böylece Caretta Caretta Sanat Komisyonu’ndan 3 arkadaş (Tülin Şahin Okay, Yasemin Arslantaş ve Adil Okay) bu projeyi hazırladık. Tabiatın çığlığını duyulur hale getirmek için 16 fotoğrafçı bir araya geldik. Tabiatı bu hale getiren asıl suçluları göstermeye çalıştık.”
Okay’ın asıl suçlulardan kimi kastettiği sorusuna yanıtı şu oldu: “Elbette sahile, yere çöp atan suçlu ama ondan kat be kat fazlasını tekelci sermaye, kapitalistler yapıyor. Ormanları yakarak, maden arayarak, siyanürle altın çıkararak, trollerle balık yumurtalarını çekerek, büyük gemilerle denize çöpler boşaltarak. Yanı başımızda Kromsan’ın bahçesine gömülen yüzbinlerce ton zehirli varil, 100. Yıl Tabiat Ormanı’nın kapitalist şirkete verilerek oradaki Caretta Caretta üreme alanlarının talan edilmesi. Türkiye’de siyasi iktidar sıkıştıkça kapitalistlere alan açmak için fütursuzca maden ve altın arama ruhsatları vermeye başladı. İnanılmaz bir talan ve yağma. İşte bugün var olan çevre sorununun asıl suçlusunu göstermeye çalıştık.”

 
Çevre sorunlarına karşı evrensel bağlamda bir mücadele şarttır düşüncesini dile getiren Okay, “Kazdağları, Munzur Dağları, Hasankeyf bizim için önemlidir ama aynı zamanda Amazonlar, Sibirya ve Afrika’da önemli. Oralarda yanıyor. Dolayısıyla çevre dediğimiz şey yerli ve milli bir şey olmadığı için buna karşı yapılacak mücadele de yerli ve milli olamaz. Bu evrensel bir konudur ve evrensel bağlamda ortak mücadeleyi zorunlu kılar. Çünkü nasıl bizim Kazdağlarımızda Kanadalı bir şirket gelip siyanürle altın arıyorsa, bir Türk şirketi de gidip Afrika’nın bir ülkesinde siyanürle altın arıyor. Oranın halkı bu duruma karşı çıktı, gösteriler düzenledi. Bu esnada şirketin korumaları tarafından bir kişi öldürüldü. Biz burda “Kahrolsun Kanada Emperyalizmi” derken Afrika’da da “Kahrolsun Türk Sermayesi” deniyor. Yani doğanın ve çevrenin fütursuzca talanından sorumlu olan Sermayedarlar ve Kapitalistlerdir. Bunlara karşı da evrensel olarak ortak mücadeleyi geliştirmemiz gerekir” dedi.
“Nasıl Mersin’den yola çıkarak ahtapotun kollarının her yere uzandığını söylüyorsak, sergimizi de her yerde dolaştırıp bu meseleye dair düşüncelerimizi de anlatmak, daha fazla duyarlılık yaratmak istiyoruz" diyerek sergiyi yurt içi ve dışında dolaştırmayı hedeflediklerini ifade etti.
Ayrıca 16 fotoğrafçı olarak, Caretta Caretta Sanat Galerisi’nde açtıkları “Tabiata saygı” temalı bu sergiyi son 10 yılda iklim krizine ve doğanın talanına karşı mücadele ederken, şirketler ve devletler tarafından öldürülen 1000’den fazla insana adadıklarını vurgulayan  Okay, “ Bunlardan ikisi yakın zamanda bizim ülkemizde öldürülen Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu çiftiydi. Sergimizi onlara adıyoruz. ” dedi.
Sergi 8 Eylül tarihine kadar Caretta Caretta Sanat Galerisi’nde açık kalacak. 

SERGİDE ESERLERİ YER ALAN FOTOĞRAFÇILAR
Abidin Yağmur, Adil Okay, Ali Osman Abalı, Ali Ziya Çamur, Derya Narlı, Fevziye Yürek, Ful Uğurhan, Hakan Ottaş, Hatice Ataç, Köksal Şahin, Özcan Yaman, Özgecan Aşlamacı, Servet Üstün Akbaba, Tülin Şahin Okay, Yasemin Arslantaş, Yılmaz Kilim.

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...