Yazan Kişinin Meşakkatli Yolu
Doğu ve güneydoğu’nun acı, kan ve kimsesizlikle şekillenmiş coğrafyasını, umarsız toprakların adları ve yazgısı meçhul kadınlarını, o kadınların teninden taşan ah’larını anlatan/ okuduğum kitaplar önce avuçlarımı, dilimi, gözlerimi sonra da yüreğimi kavurur hep. Bilirim ki hiçbiri düşsel, fantastik, kurgulanmış hayal ürünü konularla örülmüş değillerdir. Can yakıcı bir gerçeklik bağırır her sayfadan ve siz o coğrafyayı ve insanını bilen biriyseniz o kitabın avuçlarınızda nasıl alev alıp yandığını acıyla duyumsarsınız.
Adil Okay
UNUTULMUŞ ALFABEDEN RÜYALAR*
“Senin kalbinde bin kez Hicret’im / Aşktan büyük bayrak yok / (…) / Bağışla sevgili / doğudan geldim/ Yüzümdeki izden bilirsin / Acının kaç çentik attığını…” Servet Üstün Akbaba
Adil Okay
ENVER ENLİ’NİN SEVDA VE KAVGA DESTANI…
“Mevlana’nın elinde tahammül
Elvan çeşidinde yaşantının
Mesnevînin ilk hali
İlk tütünü belki de uyuşkanlığın
Alaycı takmayan bir gülüş Hoca Nasettin'den
Ufalanan zulmüne zalimin
Halk dîvanı Yunus dilinde
İniltisi aşkların yâr diye diye...
Bir eski zaman eşkiyası
Yalnız...”
(Enver Enli. Bir Sevda Destanı)
***