Fesleğen Saksısı

Münevver Ongun kullanıcısının resmi
Laleler, sümbüller, papatyalar... O renk renk çiçek demetlerinin arasına bir dal fesleğen de koyarsanız mutluluktan uçabilirim belki.

 
Fesleğen kokulu odamda uzaklara dalar giderim zaman zaman. Öğrencilerimin, masum mutlu yüzleri, sıcak bakışları gelir gözümün önüne. Ve onlarla yaşanan tatlı anılar... O dersimde ne iyiydim! O öğrencim ne mükemmeldi!
 
Şu sınıfta nasıl gülmüştüm! Anılarımdan hiç silinmeyen öğrencilerim, en önemli etken oldu varlığımda. Onların ışıldayan gözleri ruhumda ışık, masum itirafları başarılarımda güç oldu. Yalın sevgileri sınırsız sevgimi doğurdu.
 
Evet! Sınırsız sevgi alışverişi, sonsuz iletişim vardı aramızda. Bir bakış, yürekten çıkan bir sözcük yeterliydi anlaşmamızda.
 
Her yeni öğretim yılının başında kendimi yeniden doğmuş gibi hisseder , çiçek çocuklarımla kucaklaşmak, söyleşmek için can atardım.
 
Yeni bir öğretim yılının başında da aynı duygularla derslerime girdim. Yeni öğrencilerimle tanıştım. İsimlerini öğrenmede biraz zorluk çekmiyor değildim. Öğrencilerimin isimlerini sık sık sorduğum günlerden birinde bir öğrencimin ismi ömür boyu unutamayacağım bir isim olarak kaldı hafızamda.
 
"Kadir Tatlıdede" İsmini sorduğum öğrencim "Kadir Tatlıdede" deyince "Sen ne tatlı dede olursun!" demiştim. Bütün sınıf gülmüştü. Artık Kadir’i unutmam mümkün değildi.
 
Fakat Kadir'in kötü bir huyu vardı. İlk derse hep geç kalır, koca paltosunu hiç çıkarmadan sırasına oturur, mahcup kara gözleriyle bakar, kendini affettirmek için ne mümkünse yapardı. Geç kaldığı günler derse daha fazla katılırdı.
 
Bir gün teneffüste çağırdım. "Bir daha geç kalırsan, dersime almayacağım seni." dedim.
 
İşte yine yeni bir günün sabahı, ilk dersim. Kadir sırasında yine yok. On dakika sonra sınıfın kapısı çalındı. Görebildiğim sadece koca bir palto, koca bir fesleğen saksısı ve onu tutan mini mini eller...
 
Kadir fesleğen saksısını bana uzatır uzatmaz sınıfta bir alkış tufanı koptu. Ağzımdan tek kelime çıkmamıştı. Fesleğen saksısını masama koydum. Saksının içinde defter yaprağından kopardığı bir kâğıt gözüme takıldı. Elime aldım. "Beni affedin öğretmenim." yazılıydı.
 
Nasıl affetmezdim. Kadir köyden gelip giden bir öğrencimdi. Düzenli olarak derslerine gelmesi pek mümkün olmuyordu. Zaten öğrencilerimin saf temiz yüzlerini görünce onlara kızmam olanaksızdı. Çalışma isteğimi arttıran öğrencilerimden tatillerde ayrı kalınca üzülür, onlara tekrar kavuşacağım aklıma gelince üzüntüm kaybolurdu.
 
Nedense o yıl sömestr tatili her zamankinden daha uzun gelmişti bana. Öğrencilerime kavuşmak için can atıyordum. Tatil dönüşü sınıfa girer girmez, istemeden göz ucuyla Kadir'in sırasına baktım. Kadir sırasında yine yoktu.
 
"Yine geç kaldı!" dedim içimden. Her an kapı çalınacak diye bekledim. Zil çaldı fakat kapı çalınmamıştı ne yazık ki.
 
Teneffüste okul müdürüm beni çağırdı. O an içimde garip bir sızı hissettim. “Kadir Tatlıdede'yi bir trafik kazasında kaybettik…”dedi. Daha sonra neler söylediğini hiç hatırlamıyorum. Gözümün önüne koca palto, fesleğen saksısı ve mini mini ellerden binlercesi dizilmişti sıra sıra.
 
O günden sonra Kadir'in sınıfında bir tek şeyin yeri değişmişti. Öğrencilerimle birlikte fesleğen saksısını masamdan alıp Kadir'in sırasına koyduk. Her dokunuşumuzda, her su serpişimizde sınıfa fesleğen kokusu yayılırdı. Öğrencilerimle göz göze gelir, birbirimize "O aramızda!" der gibi bakardık.
 
Ne zaman bir fesleğen kokusu duysam içime çekerim doyasıya. Kadir Tatlıdede'yi düşünürüm. Fesleğenler hep yeşil kalacak!  Onları soldurmak mümkün mü?
        Münevver Ongun (İşte Bu Bizim Hikayemiz’den)

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

04/20/2024 - 16:37
03/31/2024 - 21:39
03/21/2024 - 04:53
01/14/2024 - 19:15

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...