Şiir

55 TUTSAKTAN 55 MISRA...

Görülmüştür kullanıcısının resmi

 
İÇERDEN DIŞARIYA...
 
Zamanın sırlarını emmiş duvardan
Bu hayatımı özetliyor zaten
Bir çocuğun soran bakışları, bir yaşlı kadının acısı
Suların derin sessizliği
Öğleden sonraları en direnişçi an’lardır.
Şimdi daha iyi anlıyorum
Bir kurşunla vurulmadan
‘Hadi koşun tramvaya’ diyor yanımdaki arkadaşlardan biri.
Bir çiğ tanesi üzerinde var olduğu yeşil yapraklarda
Lanetlerden geriye kalan küfürler gibi
Eeee ne de olsa keçi ailesi bu tescilli bir inada sahip

Duydun mu

Müslüm Aslan kullanıcısının resmi
Uyku söküp götürdü çadırlarını yaylamdan
Kurtlar bilediler dişlerini halime
Kendine isyan etti anarşiliğim
Ekmeğin ve tuzun tadına artık düşmanım
 
Yorgunluğun ihmalkârlıktı anlamadın
Çarmıha gerildim dizelerde
Kaç beste yaptım gözlerine
Belki ağladığımı da duymadın
 
Her şeyde cesedimi seyrettim
Yokluğunun mezarına gömdüler
Fail ellerindi yinede okşayıp okşayıp öptüm
 
Sana bakarak söyledim

GÖL VE DAĞ

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi

gülümsedim,
ulvi maviliklere ağdı içim
kırık bir bankta oturmuştum,
karşımdaki göl bitiminde dağ papatyaları mihmanıydı yüreğimin.
sevince büründü martıların çığlıkları
bakışlarındaki zirve esintisi efilderken hâlâ,
karşımda onu gördüm
yurdumdu benim,
zarif, gülümsedikçe ayça yüzüne vurdu sevginin şavkı
ve sevinç çığlıkları attım…
mahzende çürüyen gayrimeşru bir cesettim,
terk edilmiş,
yapayalnız ve bir çiçek gibi belirdin,
öylesine derindi ki gözlerin dedim,
gözlerine otağ kurdum.
yoğur,

İnanınız

Ersin Kurt kullanıcısının resmi
Güneş göç eyledi uzaklara
Elleriyle lambalarını yaktı kent
Geceyi, leziz bir çay gibi
Tavında demledi Tanrı
Beş parasızız yine
Damaklarımızda yoksulluğun
Buruk ve acı tadı
 
 
Güneş doğunca
Çöl kıraçlığından utandı
Göğsüne gülün yaprakları düştüğünde.
Gül, görkemiyle
Kızgın kumları kızıla boyadı
İnanınız lütfen!
Tatlı bir söz, güzel bir gülüş ve iyi niyet
Bir gün,

YALNIZLIK

Müslüm Aslan kullanıcısının resmi
Sesinin ılıklığı dalgınlığımı ıslatırken
Anahtarı kayıp kalbin
Uzarmış menzili umuda
Hani ellerin bir mendil gibi düşerse yanı başıma
Yalın ayak düşerim sokağa
Ne kör vakitlere aldırış ederim
Nede o üryan sabahlara
Koşarım çıldırasıya
Kanayan yaradan gelişin tomurcuklanır belki
Gülüşün ve sesin keşfederken beni
Şu kalabalık yalnızlık düşer kimliğimden

BİR KADIN SEVDİM

veysel otunç kullanıcısının resmi

bir kadın sevdim
elli dokuzumda
mevsim sonbahardı
geldi
teni gül yaprağıydı
elleri memleket kokardı
 
bir kadın sevdim
elli beşindeydi
yüzü kederliydi
gözleri dalgın
kırılgan bir iklimin uğultusuydu
anılarında kalan
 
bir kadın sevdim
bir gülüşü vardı ki
gecede yankılanırdı
şehir susar
şehir gözlerini kapatırdı
 
bir kadın sevdim
dağ gibi memeleri vardı
ellerim dağa hasret kaldı
 
bir kadın sevdim
öpülmemiş dudaklarına

Bir avuç aşk

Veli Bayrak kullanıcısının resmi

 
Sabah evden çıkarken karısının yanağını öpüp çıkan mutlu insan sayısı azalıyor gittikçe. Geçim derdi önüne geçti sanki sevginin ve aşkın. Bayram ziyaretlerinin azalmasını teknoloji ve cep telefonu mesajlarına bağlayanlar biraz da bir yerden bir yere gitmenin ne kadar masraflı olduğunu hesaba katmalıdır artık! Çünkü ziyaretleri ya da misafirlikleri azaltan şeyler mesajlar değil masraflar oldu sanki.
 

Ben seni nasıl sevdim bir bilsen

Veli Bayrak kullanıcısının resmi

 
Ben seni nasıl sevdim bir bilsen aynaya bakmazdın.
Saçını taramaz, dudağını boyamaz, kendini kandırmazdın. Çünkü ben seni, senden evvel, senden öte, sana rağmen sevdim.
 
Yok be gülüm öyle değil.
Ne güneşin batımı gibi ne de ekinin başağı gibi. Ben seni gökkuşağının renkleri gibi, ben seni Akdeniz’in mavi suları gibi sevdim.
 
Nasıl kuğular süzülürse mavi sularda.

Keşke

Veli Bayrak kullanıcısının resmi

Keşke hep çocuk kalsaydım da aşağı mahallenin çocukları ile yaptığımız kavgaları dünyanın en büyük savaşları olarak görmeye devam etseydim!
 
Keşke hep çocuk kalsaydım da benden iki yaş büyük ağabeyimden yediğim dayakları, bana yapılmış en büyük işkencelerden biri olarak görmeye devam etseydim!
 
Keşke hep çocuk kalsaydım da annemin yemek yaparken doğradığı soğanı, gözümde sızlayan acıların en büyüğü olarak görmeye devam etseydim!
 

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Şiir beslemesine abone olun.