Üç ’’Banyan’’ bir halk ve güzel Paris!
ödülünü ondan bekle.”
Ömer Hayyam
ödülünü ondan bekle.”
Ömer Hayyam
Olan bitenin farkındayız çoğumuz. Şikâyet ediyor, küfrediyor ama birleşip bir güç oluşturamıyoruz. Neden? Yoksa biz, sürekli güdülen bir sürü müyüz?
Kürt halkının yasaklı ve ya sonradan yumuşamış değimi ile bilinmeyen ya da anlaşılamayan dili; bütün baskı ve asimilasyon politikalarına rağmen, bu dilde eğitim ve öğretim olmaksızın; güçlü bir irade ile, gerek sözlü gerekse de yazılı edebiyat ile günümüze kadar süregelmiş ve yeni nesilin bir miras özeni ile koruyup kolladığı bir dildir.
1913 yılı geldiğinde Papayiannis, ailesi ile Sümela’ya, Meryem’e adanmış büyük ayine gitmek için ant içti. Tamama daha dört yaşındayken ailesi ile Trabzon’a zor ve zahmetli bir yolculuk yaptı. Sümela’ya katırlar üzerinde ulaşıp, binlerce Rum gibi 15 Ağustostaki büyük ayine katıldılar.
Coğrafyanın doğusu yaralı, coğrafyanın doğusu kış, coğrafyanın doğusu ortaçağ!
Coğrafyanın doğusu cop, gözaltı, panzer ve gözyaşı!
Coğrafyanın doğusu Kürt, yoksul, dilsiz ve bu yüzden asi!
Coğrafyanın batısı sessiz, sızılarını gözlerinden uzaklaştırmakla meşgul, egemenlerin söyledikleriyle kifayet etmeye hazır!
Batısı derken, yüreği ve kaderi doğunun hüznüyle yoğrulmuş emekçiler, devrimciler değil kastedilen. Yoksa Gezi destanını hangi gözkapağının altına gizleyebiliriz ki, değil mi?
Kaç çocuk sokaklarda titremektedir? Henüz çetelesi bile tam olarak tutulmamıştır. Öyle ya; bu görmezden gelmeler, kış günü evlerinde sıcaktan terleyen beylerimizin işine daha çok gelmektedir.
İstanbul’da sokakları yatak gibi kullanan çocukların sayısının 1641 olduğu söylenir, rivayet gibi kulağımızı çınlatır bu sayı.