Akıl Tutulması...
Yaşadığımız coğrafyada
Aymazlığın tentesine sıkışmış umut
Canhıraş çığlıklar kuşatmış dağları
Kızılcık şerbetine banmış
Çocukların yürek seslerini
İzmir kanıyor, yıkık sevgi duvarları...
Yaşadığımız coğrafyada
Aymazlığın tentesine sıkışmış umut
Canhıraş çığlıklar kuşatmış dağları
Kızılcık şerbetine banmış
Çocukların yürek seslerini
İzmir kanıyor, yıkık sevgi duvarları...
Güneş, kocadağ ile üç pınar tepesinin arasından evin balkonuna doğru ışığını usulca düşürürken yeni bir güne uyanışın huzuru vardı üzerimde.
Karadeniz dağları arasında Köyümün o eşsiz oksijen yüklü ter temiz havası öyle güzel gelmişti ki gün ağarmadan uyanı vermiştim
yaşadığım hayatın içinden yansımalar
İçimdeki Sancı sorguda.
Gün ışığı perceremden içeriye usulca sızarak dokundu gözlerime,
kaldırdım başımı duvarda asılı saate baktım 07.58 uykum kaçmış içimde tarifi imkansız bir yangın..
Bir çırpıda kendimi lavobaya attım, idrar kanlı mesane boşaldıkca bedenimdeki sızılar da yerini Sükunete bırakıyordu.
30 Ocak'da Ankara üniversitesi Hastanesi'ne yattım porostatit denilen prostat kanserinden kurtulmak için.
Yapılan operesyon' sonunda porostatdan kurtuldum
Gözlerinde mutluluğun eksikliği
Hüzün olmuş bakışlarında,
Duygular ayaklandırmış umutları!
Ondandır günlerin nefessiz kalışı..
Oysa mavi gözlerin,
İmgesiydi özgürlüğün!
Sensizliğin siluetine kazınırken hasret!
Kirpiğime oturmuş,
Özlemlerde aradım seni
Ey Özgürlük...
Gözlerim;
Bir ışık yolu oldu uzandı mavi denize
Uzaklaşan dalgalarda seyrettim
Yakamozlar içinde ayak izlerimi..
Bir gün bir yağmur tanesi gibi
Bulutlardan düşeceğim!
Gönül kapısını aralar,
Günahlarını çıkarmak için
Kendi içine bakar;
Çıkınındaki kuru ekmek kadar iyi biliyordu!
Tanrıydı en büyük günahkâr…
Şizofren Melek
Bu akşam
Şiire sol yanım ile girmem gerekiyor,
Ki düşünmek; anlatmak ağır suç
Zulüm İnsanlığa kan kusturur sınır ötesinde!
Şiiri kalemime göre dikleştiriyorum!
Mürekkepten çalmayı düşünmedim hiç..
Sokaklar taşıyamaz gerçekleri,
Umut ışığı kısıldıkça, kısıtlandı düşler
Her şair kendi sözleriyle asıldı
Cehennem misali kaynıyor özü
Arsızın kızarmaz keçeden yüzü
Kazananda belli kaybedenlerde
Belli
Ölen sorgulanır öldürenler ak
Tüm izler karıştı bak bu günlerde
Bu kalleş ölümün tarafları yok
Kazananda belli kaybedenlerde…
Umut can çekişir gelen her günde
Ne iman ne inanç kalmış şu dinde
Bıçak ceryan olmuş oynuyor tende
Kazananda belli kaybedenlerde...
Halkımın sırtında zorba kamçısı
Dizlerden gözlere vurur sancısı
Barış diyenlerin bitmiyor yası
Serseri kurşun misali nerede durur bilinmez!
İçimdeki Şizofren Melek
Bu akşam;
Şiire sol yanım ile girmem gerekiyor,
Ki düşünmek; anlatmak ağır suç
Sağ ım kan kusturur sınır ötesinde!
Şiiri kalemime göre dikleştiriyorum!
Mürekkepten çalmayı düşünmedim hiç..
Sokaklar taşıyamaz gerçekleri,
Umut ışığı kısıldıkça, kısıtlandı düşler
Her şair kendi sözleriyle asıldı
Her söz yazarının dudaklarında patlar
Gayrı İnsanlık kendi içinde bile!
Kendine yasaklarla güne başlar..
Bağlarım vurulmuş dalda gülüyle
Haykırıp durursun insan diliyle
Kazananda belli kaybedenlerde…
Ölen sorgulanır öldürenler ak
Tüm izler karıştı bak bu günlerde
Bu kalleş ölümün tarafları yok
Kazananda belli kaybedenlerde…
Umut can çekişir gelen her günde
Ne iman ne inanç kalmış şu dinde
Bıçak ceryan olmuş oynuyor tende
Kazananda belli kaybedenlerde…
Halkımın sırtında zorba kamçısı
Dizlerden gözlere vurur sancısı
Barış diyenlerin bitmiyor yası
Türküler söyleyeyim sana
En güzel düşlere dalıp gülümse
Gün gelir sokaklara düşer ahım
İlkbahar yağmurlarında ayaklanır
Sokaklarda vurulan cemreler.
Bırak oyunların yarım kalsın
Sakın çıkma dışarı!
Sokaklarımızda ölüm kol geziyor
Küçük avuçlarında sıkılı kalır umut
Ölüm saf tuttuğu yer de vurulursun..
Sen vurulursun!
Kuşların kanadı kırılır iner yeryüzüne
sökün, sökün olur dağlardan bulutlar
Kılavuzlar şaşırırlar yolunu
Yön bulamaz göklerde turnalar